BARTU EKEN – KANAL7 DIŞ HABERLER SERVİSİ
Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırımı Hitler’in Yahudilere yönelik gerçekleştirdiği katliamlara benzetti.
Brezilyalı lider, Gazze Şeridi’nde Filistinlilerin başına gelenlerin tarihin hiçbir döneminde yaşanmadığını vurguladı.
Kısa bir süre sonra İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu, Lula’nın “kırmızı çizgiyi” aştığını söyledi.
Tel Aviv yönetimi Lula’yı açıklamalarından dolayı özür dileyene kadar istenmeyen kişi ilan ettiğini açıkladı.
Brezilya bu konuda geri adım atmadı ve tepkisini gösterdi.
Tel Aviv Büyükelçisini istişareler için geri çağırdı.
Yaşanan siyasi gerilimin ardından açıklamalar art arda geldi.
Venezuela, Kolombiya ve Bolivya yönetimleri Lula hükümetine destek mesajı verdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı ise İsrail’in Gazze’deki sivillere yönelik şiddetli saldırılarını görmezden geldi.
Holokost benzetmesi yapan Lula yönetimiyle aynı fikirde olmadıkları yönünde açıklamada bulundu.
Lula, Beyaz Saray’ın açıklamasına karşılık olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi prosedürlerini hedef aldı.
Veto hakkına sahip ülkelerin demokratik davranmadığını söyleyerek isim vermeden ABD’yi eleştirdi.
Özgür ve bağımsız bir Filistin devletini savunmaktan vazgeçmeyeceklerini belirtti.
Brezilya-ABD ve İsrail üçgeninde bu gelişmeler yaşanırken, Bolsonaro taraftarları sokakları doldurmaya başladı.
Bolsonaro destekçileri, başkent Sao Paulo’daki Paulista Bulvarı’nda toplanarak Lula yönetimine tepki gösterdi.
Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’nun ekibine darbe iddiasıyla operasyon düzenlenmesinin üzerinden iki haftadan fazla geçmesine rağmen;
Lula karşıtı protestoların siyasi kriz esnasında ortaya çıkması dikkatleri çekti.
BOLSONARO KONUŞMASINA İSRAİL BAYRAĞIYLA ÇIKTI
Darbe iddialarıyla gündeme gelen Jair Bolsonaro, destekçilerine seslenmek üzere kürsüye çıktı.
Söz konusu protestonun hukukun üstünlüğü, özgürlük, aileler ve gelecek için barışçıl bir toplantı olduğunu vurguladı.
Bolsonaro’nun gerçekleştirdiği konuşmada İsrail bayrağı açarak öpmesi dikkatleri çekti.
Protestolara katılan kişilerin de İsrail bayrakları taşıması, Lula karşıtı protestoların, siyonist lobi tarafından desteklendiği yorumlarını beraberinde getirdi.
Bolsonaro, iktidarı döneminde Binyamin Netanyahu yönetimiyle yakın ilişkiler geliştirmiş ve onun uluslararası müttefiklerinden biri olarak görülmüştü.
Sol eğilimli lider Lula’nın seçimleri kazanmasıyla birlikte Filistin konusunda, İsrail’in karşısında yer alacağı değerlendirmeleri yapılmıştı.
LULA’NIN FİLİSTİN’E OLAN DESTEĞİ YENİ DEĞİL
Lula’nın Filistin davasına verdiği destek yıllar öncesine dayanıyor.
1980’lerde Brezilya’daki askeri diktatörlük döneminde sendika başkanlığı yapan Lula, Filistin sorununu ezilenlerle zalimler arasındaki bir mücadele olarak görüyordu.
Lula desteğini resmiyete dökerek bu dönemde önemli adımlar attı.
İşçi Partisi aracılığıyla Filistin Kurtuluş Örgütü ile resmi ilişkilerini sürdürdü ve Yaser Arafat’la diyaloğunu genişletti.
Lula, Mart 2010’da İsrail ve Filistin’e bir ziyarette bulunmuş;
Knesset’te konuşan İsrailli liderlere, Batı Şeria ve Kudüs’teki yasa dışı Yahudi yerleşimlerinin Filistin’deki barış umutlarını yok ettiğini hatırlatmıştı.
Lula, ayrıca modern siyasi siyonizmin babası Theodor Herzl’in İsrail’deki mezarını ziyaret etmeyi reddetmiş;
Bunun yerine Ramallah’ı ziyaret ederek merhum Filistin lideri Yaser Arafat’ın mezarına çelenk koymuştu.
Brezilya lideri, desteğini bunlarla sınırlı bırakmadı.
Filistin büyükelçiliğinin inşası için Brezilya’da arazi bağışladı, özel bir elçi atadı ve Ramallah’ta bir Temsilcilik Ofisi açtı.
Dayanışma jesti olarak Filistin hükümetiyle tarım, eğitim, spor, sağlık ve turizm sektörlerini kapsayan beş ikili anlaşma imzaladı.
Brezilya’nın Filistin’i tanıması bölgede bir domino etkisi oluşturdu.
Kısa bir süre sonra önce Arjantin, Bolivya ve Ekvador Filistin’i tanıdı.
Bir yıl sonra da kervana Şili, Peru ve Uruguay katıldı.
ABD VE İSRAİL MEDYASI HALKIN LULA İLE KARŞI KARŞIYA OLDUĞUNU İDDİA ETTİ!
İsrail medyası, CNN’in Brezilya’da gerçekleştirdiği ankete dayanarak, Lula’nın yorumlarının Brezilya halkının görüşlerini kapsamadığını öne sürdü.
Halkın oylarıyla seçilen Lula’nın İsrail eleştirilerine, Brezilya nüfusunun %80’inin karşı olduğu iddia edildi.
Yalnızca 800 katılımcı ile gerçekleştirilen anketin Brezilya nüfusunun genel kanısı olduğu aktarıldı.
Üstelik katılımcıların hangi kriterlere göre seçildiğine dair net bir bilgi paylaşılmadı.
Lula veya ona yakın herhangi bir yetkilinin özür dilememesine tepki gösterildi.
ABD Lula yönetimini ne kadar eleştirse de ilişkilerin kopmasından yana değil.
Zira Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya’nın ikinci büyük ticaret ortağı konumunda bulunuyor.
Ve iki ülke arasında mal ve hizmetlerde ticaret hacmi 120,7 milyar dolara ulaşmış durumda.
Brezilya Merkez Bankası’na göre, ABD’nin Brezilya’daki doğrudan yabancı yatırımı 2021’de 191,6 milyar dolar oldu.
Bu durum diğer ülkeler arasında açık ara en yüksek rakam olarak biliniyor.
Ayrıca uyuşturucuyla mücadele, sosyalist örgütlenmeler, Rusya ile yakın ilişkilere sahip diğer Güney Amerika ülkelerinin varlığı da Brezilya’nın elini güçlendiriyor.
Analistler Beyaz Saray’ın mevcut konumda arabulucu rolü üstlenebileceğini öngörürken;
Gerek Lula yönetimi gerekse Netanyahu iktidarının bu olaya sıcak yanaşmadığı biliniyor.